Sultanbeyli’de yaşayan 19 yaşındaki Davut Minaz, aylar süren zorlu bir tedavi sürecinin ardından sağlığına kavuştu. Ocak ayında baş dönmesi ve kusma şikâyetiyle başvurduğu hastanede böbrek yetmezliği tanısı konulan genç, kısa sürede diyaliz tedavisine alındı. Ancak bu süreç genç yaşı ve yaşam enerjisi için ağır bir yük haline geldi. Minaz’ın hayata yeniden tutunmasını sağlayan umut ise babasından gelen fedakârlık oldu.
.
Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Veysel Umman ve ekibi tarafından gerçekleştirilen böbrek nakli ameliyatı başarıyla tamamlandı. Operasyon sonrası hızla toparlanan Davut Minaz, yaşadığı süreci ve hissettiklerini paylaştı. Diyaliz sürecinin hem fiziksel hem de psikolojik anlamda kendisini çok zorladığını ifade eden Minaz, “Haftanın üç günü, saatlerce diyalizde olmak genç biri için kolay değil. Sosyal hayattan tamamen koptum. Nöbetler geçiriyordum. Umudumu kaybettiğim noktada bu hastaneye geldim ve hayatım değişti” dedi.
.
Ameliyat sonrası kendini oldukça iyi hissettiğini belirten genç, “Nakil öncesi sürekli kabuslar görüyordum. Hayatımı kaybedeceğim korkusu içindeydim. Ama şimdi bıraksalar koşacak kadar iyiyim. Organ bağışıyla yeniden doğmuş gibiyim. Emeği geçen herkese minnettarım” diyerek mutluluğunu dile getirdi.
.
Teşhis konulduğu andan itibaren oğlunun yanında olan baba İdris Minaz ise yaşadıkları zorlu süreci anlattı. Dört ay önce oğlunun rahatsızlığını öğrendiklerini belirten baba Minaz, “Gittiğimiz her yerde aynı şey söylendi: diyaliz. Ama oğlum her geçen gün eriyordu. Ben hiç tereddüt etmeden ‘Beni ameliyat edin, çocuğumu kurtarın’ dedim. Şimdi onu iyi görmek her şeye değer. Nakilden sonra sanki ben de gençleştim. Evladımın hayatını kurtarmak için bir parça verdim. O da bundan sonra ona daha iyi bakacaktır” dedi.
.
Ameliyatı gerçekleştiren Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Organ Nakli Merkezi Sorumlusu Doç. Dr. Veysel Umman ise hastalığın seyrine dair bilgi verdi. Davut Minaz’daki böbrek yetmezliğinin nadir görülen bir hızla ilerlediğini aktaran Umman, genellikle ileri yaşlarda rastlanan bu tablonun, bazı bağışıklık sistemi bozuklukları ve enfeksiyonlarla genç yaşta da gelişebileceğini söyledi. Minaz’ın, ‘fokal segmenter glomerüloskleroz’ adı verilen bir böbrek hasarı nedeniyle hızla diyalize girmek zorunda kaldığını belirtti.
.
Nakil sürecinin geciktirilmemesi gerektiğinin altını çizen Umman, özellikle zayıf ve beslenmesi yetersiz hastalarda bu sürecin daha zorlu olabileceğini ifade etti. Minaz’ın ameliyat sırasında kilosunun 45 olduğunu ve karın bölgesinin darlığı nedeniyle operasyonun teknik olarak dikkat gerektirdiğini belirten uzman hekim, “Operasyon sonrası yaptığımız kontrollerde böbreğin gayet iyi çalıştığını gördük. Bu tür durumlarda nakli ertelememek hayati önem taşıyor” diye konuştu.
.
Ameliyat sonrası yaşadığı değişimi anlatan Davut Minaz ise böbrek yetmezliğiyle mücadele eden diğer hastalara umut dolu mesajlar verdi. “Nakilden sonra hayatım değişti. Artık kendimi çok daha iyi hissediyorum. İlaçlarımı düzenli kullanacağım ve dinlendikten sonra çalışmayı düşünüyorum. Şu an bile çalışmak istiyorum ama doktorlarım biraz daha dinlenmemi tavsiye ediyor. Nakil olmak isteyenlere tek tavsiyem: asla korkmayın” diyerek duygularını paylaştı.
.
Babasından aldığı böbrekle yeniden sağlığına kavuşan genç, hem ailesine hem doktorlarına teşekkür ederken, baba İdris Minaz da ameliyattan sonra hızla toparlandığını ve sağlığının yerinde olduğunu söyledi. Ameliyat sonrası 3 gün içinde taburcu olduğunu ifade eden baba Minaz, “Doktorlarım izin verdiğinde tekrar işime döneceğim. Herkes sevdikleri için verici olmaktan çekinmesin” sözleriyle organ bağışının önemine vurgu yaptı.
.
Son olarak erken teşhisin kritik rolüne dikkat çeken Doç. Dr. Veysel Umman, böbrek hastalıklarında erken müdahalenin hayati olduğunu hatırlatarak, “Organ nakli gereken hastalar devlet ya da özel fark etmeksizin tüm merkezlere başvurarak ücretsiz bilgi alabilir. Süreci geciktirmemek önemli, erken müdahale hayat kurtarır” şeklinde konuştu.
